Bira deyip geçmeyin. Biranın günümüz medeniyetine yaptığı katkılar saymakla bitmez. Bu kadim içecek insanoğlunun bugünkü hayatını şekillendirdi.
Biranın 12000 yıllık tarihinden başlayacak olursak biranın medeniyetimize ilk katkısı tarım devrimi oldu. Avcı toplayıcı insanoğlu ilk yabani arpa ile Güney Doğu Anadolu’da karşılaştı. Arpayı stoklayıp ekip biçmeyi öğrendi. Tarım devrimi gerçekleşti. Toprağın altında stokladığı arpayı ilk olarak çorbaya daha sonra da kaza ile de biraya çevirdi. Biranın tadını sevdi, üretimi kolaylaştırmak için arpa ununu suyla karıştırıp hamur topları yapıp güneşte kuruttu. Daha sonraları bu hamur topları ekmek oldu. Stokladığı biralık arpanın muhasebesini yapabilmek için kayıt tutmaya başladı. Kil tabletlere arpa çizip yanına miktarları kaydetti. Daha sonra bira güğümlerini çizmeye başladı ve böylece ilk yazı doğdu. Bira Mezopotamya’ya indi, çok sevildi. Kadınlar birahaneler işletti, çeşit çeşit biralar üretip sattı. Bira ticari bir emtia oldu. Gılgamış destanında anlatılan hikâyede yabani Enkidu ekmek yiyip, bira içip yıkanıp, tıraş olunca insana benzemeye başlar. Yani medeni olmak için bira içmek gerekiyordu.
Bira önemli bir konuydu ve ilk yazılı kanunlar olan Hamurabi kanunlarında 4 adet bira ile ilgili kanun maddesi vardı.

Bira antik Mısır’a ulaştı. Kadınlar bira üretiyorlardı. İşçilere maaşlarının bir bölümü ekmek, bir bölümü de bira olarak ödeniyordu. Bu uygulama Sümer kültüründen alınmaydı. Sümerler de memurlara kademelerine göre maaşlarını bira olarak ödüyorlardı. Biranın toplumdaki önemine bakın ki Mısırlıların tarım tanrısı Osiris onlara bira yapımını da öğrettiğinden bira tanrısı olarak da anılıyordu. Mısır’da bira 100’den fazla ilaçta kullanılıyordu. Namibyalılar birayı tedavi amaçlı olarak kullanıyordu. Kraliçe Cleopatra Roma ile savaşını finanse etmek için biraya ilk vergiyi koydu ve popülaritesini kaybetti. Bira politikaya girdi.
Bira Avrupa’ya ulaştı. Orta çağ Avrupa’sında kanalizasyon sistemi olmadığından su içen ya tifo ya da kolera oluyordu. Bira Avrupa’da kaynatılarak üretildiği ve alkol içerdiği için sudan daha temiz ve sağlıklıydı. Avrupalılar su niyetine içiliyordu. Fakirlikten dolayı kötü beslenen ve az kalori alabilen Avrupalılar çalışabilmek için kalori ihtiyaçlarını da biranın içerdiği alkolden sağlamaya başladı. Biranın popülaritesi zirve yaptı. Soylular durumu fark edince halkı birada kullanılan şerbetçiotundan aldıkları vergi ile vergilendiriyordu.
Louis Pasteur biranın oluşumunu bir birahanede mikroskop altında izledi ve mayayı ilk defa görüp izole etti. Bu sayede hem daha kaliteli bira yapımı sağlandı, hem de mikroorganizmalar üzerinde çalışmalar yapılarak tıpta büyük ilerleme sağlandı. Pasteur birayı pastörize edip raf ömrü kazandırınca, aynı süreç kolay bozulan sütte, meyve suyunda da kullanılmaya başlandı. Böylece gıda sektörü raf ömrü olan, kolay bozulmayan gıdalar ile tanıştı.
Sanayi devrimi oldu. Bira üretimi daha modern bir proses halini aldı. Bira artizanal üretimden sanayi tipi üretime geçince bira üreticileri soğutuculara gerek duydular. Bilim adamlarına destek vererek önce kompresörün, daha sonra soğutucunun icadını finanse ettiler. Bira sayesinde bugün pek çoğumuzun evinde buzdolabı var.
Bira tarım devrimi, yazının keşfi, ödeme ve vergi sistemi, tıbba katkıları, teknolojiye ve biyolojiye katkıları ile insanlık tarihinin birçok önemli dönüm noktasında insanlığa eşlik etti, önünü açtı. Her bira içtiğinizde bize verdiği bu hizmetleri hatırlarsınız umarım.

Yazar: OĞUL TÜRKKAN