Arpa, buğday, pirinç… Bira reçetelerinde üçünü de görmek mümkün. Ancak nasıl arpa maltı birası gibi bir genelleme yapamıyorsak, bir birayı basitçe ‘Buğday Birası’ diye tanımlamak da yeterli olmuyor. Zaman zaman yalnızca ‘Buğday Birası’ diyerek kolaya kaçıyoruz elbette ama, bu biralarda da iki büyük stilden bahsedebiliriz.
Buğday Birası Nedir?
Tahıl reçetesinde kayda değer ölçüde buğday bulunan biralara, genel adıyla buğday birası diyebiliriz. Yerine göre ‘beyaz bira’ veya ‘white beer’ isimleriyle de karşımıza çıkabilirler.
Markette bulduğumuz buğday biraları, aslında iki ana kategoriye ayrılıyor. Buğdaydan gelen lezzetler ortak kalırken, aslında bu iki kategori olan Weissbier ve Witbier bize farklı farklı lezzetler sunuyor.
Weissbier Nedir?
Çok temel bir tanımla, Weissbier için buğday birasının Alman ekolü diyebiliriz. Lezzet profilinde en büyük rolü maya ve buğday oynar.
Bir Weissbier’ın; açık renkli, yüksek gazlı, fermantasyonun yan ürünü olan ve mayadan kaynaklı muz ve karanfil aromalarının hissedildiği, buna hafif bir ekmeksi lezzetin eşlik ettiği bir ale bira olmasını bekleriz.
Bu türde ülkemizde yaygın bir şekilde bulunan en büyük markalardan biri Erdinger. Yine etrafta görebileceğimiz Hefeweizen, Weizenbock ve Kristallweizen gibi kategoriler de bu Alman ekolünün çocukları.
Witbier Nedir?
Buğday biraları arasında, bu sefer Belçika tarafına geçiyoruz. Almanya’da aroma profilimizde maya büyük ölçüde belirleyici olurken, burada artık birayı yaparken kullandığımız aromatikler öne çıkmaya başlıyor. Bunlardan en karakteristik olanları; Hoegaarden’dan da aşina olduğumuz kişniş ve portakal. Weissbier’da bir fermantasyon yan ürünü olarak ortaya çıkan muz ve karanfil kokularından farklı olarak, burada kişniş ve portakal gibi aromatikler üretim esnasında bizzat biraya giriyor.
Bir Witbier gördüğümüzde, öncelikle onun bir Belçika tipi buğday birası olduğunu anlıyoruz, sonra da açık renkli ve buğulu, yüksek gazlı, portakal ve kişniş gibi aromatiklerin dengeli etkisini hissedebileceğimiz bir ale bira bekliyoruz. Weissbier’a kıyasla burada daha ferah bir ‘yaz birasından’ bahsettiğimizi söyleyebilirim.
Witbier servis ederken kadehin içine bir dilim portakal atmaya bayılıyoruz, ancak bunu yaparken birayı tekdüzeleştirme riskini de göze alıyoruz. Çünkü portakal kabuğundaki aromatik yağlar çoğunlukla biranın kendi karakterini baskılayacak kadar güçlü oluyor. (Nasıl yapsak, atmasak mı?)
Eğer buğdayın benzersiz tadına daha varmadıysanız, bulabildiğiniz buğday biralarını bir an önce tadın derim. Özellikle maya karakterinin öne çıktığı buğday biraları hem şarap severler için ilgi çekici olacak hem de şerbetçiotu ekseninden çıkmak isteyen bira severler için bir kaçış noktası olacaktır.

Yazar: BERK FİDAN